document.addEventListener("keydown", function(e) { if (e.ctrlKey && (e.keyCode === 67 || e.keyCode === 88)) { e.preventDefault(); alert("Kopyalama işlemi engellendi."); } });
top of page

Tanık ve Dinlenilmesi (2) ©

CMK. Madde 52 – (1) “Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.” Kanunun bu düzenlemesi, şüpheli/sanık hakları açısından son derece önemlidir. Buna rağmen kanunun farklı maddelerinde kanunun özüne aykırı hükümler bulunduğu gibi, uygulamada da bu öz göz ardı edilebilmektedir. Örneğin talimatla tanık ifadesi alınması hususunda kanunun ruhuna aykırı davranılabilmekte, diğer tanıklar yanında bulunmaksızın dinleniyor olmalarına rağmen, diğer tanıklar henüz asıl mahkemesinde ifade vermemişlerse veya asıl mahkemede tanıklar talimat mahkemesindeki tanıklardan önce ifade vermişlerse, bu ifadelere ulaşmak son derece kolay olduğu için aslında tanıkların ifadeleri birlikte alınmış sonucu vermektedir.


Amaç, tanıkların ağız birliği ederek şüpheliye/sanığa zarar vermek ve/veya suçtan/cezadan kurtulmasını sağlamak yönündeki kötü niyetlerini engellemek, mutlak doğruya ulaşmak için son derece önemlidir. Hele de davadaki tek kanıt tanık kanıtıysa. Hele de sanığa düzenlenen cezanın tek dayanağı da ‘o’ tanıksa… Tanıkların şüpheli/sanık aleyhine ve/veya lehine verdikleri ifadelerdeki çelişkileri yakalamak soruşturmanın/kovuşturmanın selameti ve maddi gerçeğe ulaşmak açısından son derece önemli bilgiler verebilecektir.


Bu nedenledir ki, ifade veren tanık, diğer tanıkların beklediği adliye koridoruna gönderilmez, duruşma salonunda tutulur, tanığın ifadeden sonra dışarı çıkabilmesi ancak mahkeme yargıcının iznine tabidir. (CMK. 53/d) (CMK. 208/1)


Böylece, sonraki (diğer tanık/tanıklar) önceki tanığın tanıklığından habersiz ifade vermektedirler. Ancak birden fazla tanığın olduğu yargılamalarda, tanıkların başka şehirlerde ikamet etmeleri/görevli olmaları halinde işler karışmakta ve bu önemli husus göz ardı edilebilmektedir. Tanıkların tamamı çeşitli nedenler aynı anda aynı celseye dahil edilememektedir. Örneğin, bazı tanıklar ilk davetiyeye uymadığı halde, uyanlar dinlenmekte, uymayanlar sonraki celse dinlenilmektedir. Ya da bir kısım tanıklar yargılamanın yapıldığı mahkemede ifade verirken, bir kısım tanıklar talimat ile başka mahkemelerde ve farklı günlerde dinlenilmektedir. Örnekler uzatılabilir.


Düşüncemize göre kanunun ruhuna uygun olan, tanıkların birbirlerinin ifadelerinden haberdar olamayacakları şekilde aynı anda ve aynı yerde dinlenilmeleridir. Çünkü farklı tarihlerde dinlenme halinde, talimatla bile olsa, zabıtlar okunabilir ve önce dinlenen tanıklarla sonraki tanıklar arasında anlatım birlikteliği ve/veya farklılığı yaratılması (delilin karartılması) tehlikesi var olacaktır. Bu da vicdani kanaat oluşturmak, maddi gerçeğe ulaşmanın engeli olabilir ve taraflara itiraz hakkı tanımaktadır.


Günümüzde buna olanak da vardır. Belki olanakları biraz zorlayarak, kanunun ruhuna uygun tanık dinlenilmesi olanaklı olacaktır. Farklı yerlerde ikamet edenler ve/veya görevleri nedeniyle farklı yerde bulunanlar, o yer mahkemeleri aracılığı ve SEGBİS vasıtasıyla dinlenerek bu problem çözülebilir. Tanıklık meselesi diğer her iş için mazeret kabul edilmeli ve davetiye ilk celse için bile zorlayıcı olmalıdır.


Bu aynı zamanda, yargılamayı yapan yargıca tanık ifadelerindeki çelişkili durumları aydınlatma ve huzurdaki tanıklara yeniden ve bu çelişkili hallerle ilgili soru sorma olanağı da tanıyacaktır. Vicdani kanaat oluşturmak ve maddi gerçeğe ulaşmak için olmazsa olmaz bir olanaktır.


Av. Bülent Turhan Gündüz – Av. Esin Ercan

Son Yazılar

Hepsini Gör
Tanık ve Dinlenilmesi (1) ©

Tanık dinlenirken sözü kesilemez (CMK.59/1). Soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı, kovuşturma aşamasında Yargıç tanığa ‘tanıklık...

 
 
 

Comments


bottom of page